ESKİ BAYRAMLAR VE YENİ BAYRAMLAR
Eski bayramlarda tüm aile fertleri uzakta da olsa en geç Arefe akşamına kadar aile büyüğünün evinde bir araya gelir ve sevgiyle, saygıyla, hürmetle, içtenlikle bayramlarını idrak ederlerdi. Günümüzde ise insanlar, bayramı bayram olarak değil de tatil olarak algılıyor ve bayramlarını tatil bölgelerinde dört veya beş yıldızlı otellerde tatil yaparak ve güya eğlenerek geçiriyor. Anasının ve babasının yanına gidip elini öpmekten, onların gönlünü etmekten ve hayır duasını bile almaktan acizken bir de üstüne kalkıp nerede o eski bayramlar diyor. Bu tip insanlara kırılır mı kırılmaz mı diye düşünmeden o eski bayramları katleden sensin denmelidir. Denilsin ki o insanlar da hatasını anlasın ve o eski bayramlarda geri gelsin.
Eski bayramlarda insanlar, sabah erkenden kalkar abdestini alır, en güzel elbiselerini giyer ve gardaşlarıyla beraber gardaşça camiye bayram namazına giderdi. Bayram namazı dönüşünde büyüklerin elleri, küçüklerin ise gözleri öpülerek bayramları kutlanır, küçüklere mendil içerisinde bayram harçlığı dağıtılırdı. Daha sonra tüm aile fertleri bir arada kahvaltı sofrasına oturulur ve muhabbetle, neşeyle, şakalaşarak, espriler yapılarak bayram kahvaltısı yapılırdı. Günümüzde ise insanlar, bayram sabahı saat on birde esneyerek, yalanarak kalkmış, ne bayram namazına gitmiş, ne bir büyüğünün elini ne de bir küçüğünün gözünü öperek bayramını kutlamış, ne bir çocuğa harçlık vermiş, ne aile fertleriyle bir araya gelerek bayram kahvaltısı yapmış, ondan sonrada kalkmış hiç utanmadan sıkılmadan neredeeeeee o eski bayramlar diyor. Eski bayramlar yerinde kardeşimde sen neredesin? Senin özün nerede? Sen eski bayramlar diyorsun ama eski bayramları yaşamak için hangi çaban var? Aslında hiç kimsenin eski bayramlar diye yakınmaya hakkı yoktur. Çünkü eski bayramları toplum olarak biz kendi ellerimizle menfaatlerimiz, çıkarlarımız uğruna feda ettik, katlettik. Bir İngiliz, bir Fransız veya bir başkası katletmedi ki yakınalım.